Dec 6, 2020

Topluca kaybolduk, doğru:)

Uzun tartışma tabii Cenk Bey, ben bu bilim karşıtlığının altının çizilip durulmasından öte geçilmesinin gerektiğini düşünüyorum, yazıyorum bu konuyu bu sıralarda. Neden böyle oldu? Bence kaçınılmazdı. Bu soru yanıtlanmalıdır hem de bilimsel bir tutumla.

 

Oct 18, 2020

Ezber bozan bir an bu. Valinin ezberi bozulmuş. Beklediği bu değil. O, kalıplaşmış algıların karşılıklı ve koşulsuz kabulünden doğan işbirliğini hak bilmişti. “Koca vali” “Koca hoca” “Koca prof “ “Koca doktor” Kasabalı bir beklenti.

Dönerci ise eti yakmamayı önceledi.

“Devletlû” kibri, gecikmiş ilgiyi hakaret olarak algıladı. İçindeki boşluğa anahtar girdi ve çevrildi. İşte bu anlarda hakiki olan yanımız ortaya çıkar. “Hakiki” çünkü henüz çiğ de olsa tamamlanmaya namzet. Henüz kısa ama olsun! Bir umut var.

“Doktordan satılık” janrını yaratmış ülke burası, kabullenen olmasaydı tutunabilir miydi?

Ne olduğumuzdan bir türlü emin olamadıkça bu sahte kimliklere tutunacağız mecburen.

Dışarıdan belirlenebilir olmamayı kafaya koymak önemli. Bunun ilk koşulu dışarıdan belirlendiğimiz her olayda içimize bakıp buna neden olan boşluğu anlamaya çalışmak.

Orada bulduğumuz küçük çocuk sevgi bekliyor.

Çocuk ama dikkatli olmalı çünkü ilişkilerde direksiyon hep onda.

Aristoteles bu durumlar için “Huy ani tepkide ortaya çıkar” dedi. “İyi insanım” “kibirli değilim” “sevecenim” vb. demek birer iddiadır ve fazlasıyla kolaydır. Dile getirilen, bugün ya da yarın sınanır. Her koşulda sınanan biz oluruz. “O da beni kışkırttı” zayıf bir argümandır.

Başa dönersek burada vali ilişkide olan ve kibre kapılan taraf, bizlerse izleyicileriz.

Mesele kendimizi izleyebilme yeteneğine ulaşmakta. Bilim bu tarafsızlıktır.

Kendimize bilimsel bir tutum geliştirebilir miyiz?

Olayın öncesi, olay anı ve sonrasında kendini izleyen izleyici.

 

Oct 4, 2020

Bizde olmadığını kabul etmeden, erdemli, ahlaklı olmanın hayalini kuramayız. Bunu kabul etmeden erdemli birine hayranlık duyamayız, onu karalamaya bile kalkarız!

Aristoteles “bilim hayret olmadan başlamaz” dedi.

Akılla kalp arasında otoyol inşa etmeli. Kalp aklı yalanlamaz.

 

Sep 28, 2020

RT Yorum – Metafizik sözcüğü bile yetiyor :)

Bilimin kendisi, Tr’de bilim karşıtlığı olarak algılanıyor artık. Öylesine katı.

Buna “Newton Uzayı’nda donduk” diyorum, ama Newton çok değerli filan diye karşı görüş bildiriyorlar. Tabii ki çok değerli!
Newton bir dehâ, ama artık düalist fizik yasalarının bir yere kadar geçerli olduğu biliniyor. Bunun felsefi uygulamalarının da mutlaklaştırılmasına karşıyım. Düalist anlayış aşıldı.

E=mc2 bize tek bir realitenin değil, realiteler çokluluğu içinde olduğumuzu gösterdi.

Son cümlem akıl almaz bir şey değil mi!?Russell’ın bile nasıl çaresiz kaldığı “Göreliliğin ABC’si” adlı kitabında nettir.Bu konuda kapsamlı bir açıklama için; felsefi, bilimsel duruşunuzu yeniden değerlendirebilmeniz için şuradaki yazıları okuyun lütfen.

Einstein’ın Nesnel İlişkinlik Kuramı – Metin Bobaroğlu

Metin Bobaroğlu’nun “Einstein’ın Nesnel İlişkinlik Kuramı” başlıklı konuşma kayıtlarının metinlerini bu sayfadan okuyabilirsiniz.

metinbobaroglu.net

“Nesnel İlişkinlik” tanımı bile çok şey anlatıyor. Fizik bilmeyenler, artık dikkatli konuşmalı, hele kavramları olguları yargılıyorlarsa.Sonra, düşünme dizgesini olguları atıp kurmaya çalışıyorlar, ellerinde çatışkı kalıyor, çünkü dizge bozuldu o artık dizin.

Bu vesile ile hem  @alisebetci’yi hem de @DOGalip’i zevkle takip ettiğimi söylemeliyim. Bu mecra için kıymetli bulduğum hesaplar onlar. Hem düşünürler hem çalışırlar hem de nezaketle tartışırlar.

@SunayDemircan da öyledir. Bu üç hesaptan tivitler nezih ve sakindir hep.

Bu zincirde Ali Bey’in duruşuna yakınım, bu anlaşılmadı sanırım. :)

ORİJİNAL – Ali Sebetci @alisebetci_

Fizik yasalarının mutlak ve değiş(tirile)mez olduğu, fiziksel dünyayı bütünüyle belirlediği ve bu dünyanın mutlak anlamda kapalı bir sistem olduğu gibi metafizik öncüllere dayanıyor bu yargı, ancak bu öncülleri geçersiz bulan birçok insan var: https://youtube.com/watch?v=Gm5JXJGFw2k

 

Sep 28, 2020

RT Yorum – Saltık, ilişkisizlik, eş deyişle koşulsuz olandır; sebep-sonuç bağlamı yoktur, determine değildir.

Bu soyutlamaya, ancak kendinde varlığın, kendi için varlık olabilmek için “olumsuzlama” yapmasından başka koşul yoktur, ki bu özne gerektirir.

E=mc2 denkliğinde solda enerji var da sağda yok mu? Bu soru bana sorulmuştu, bunun üzerine çalıştım. :)

Özdek ve enerjiyi ayırarak düşünmek burada kadük, ama  zorlanıyoruz. Russell o nedenle dikkatli olunmasını önerdi.

Uzay ve zaman yok diyor Einstein “uzayzaman” var diyor.

ORİJİNAL – ⚓⚘𓂓⚜Deniz Galip Oygür⚜𓂓⚘⚓ @DOGalip

@gulguntp Hanım’ın hoşgörüsüne sığınarak şöyle bir aforizma aformak istiyorum:

[E=mC² ile zaman akışı ve yönünün hareket hızına bağlı olabileceğinin (yönsüzlüğünün) ispatı sonucu] Tanrı varsa eğer, maddi evrenden en uzak noktada ve maddi temassızlık halinde bulunuyor olmalıdır.

 

Sep 6, 2020

Gereksiz Bilgiler 2:

*Gen Z, tek sözcüklü cümlelerin olduğuna inanmıyor. Örneğin “Tamam.” cümlesi bir Boomer için mükemmel bir onay cümlesiyken,  bir Gen Z için, konuşmanın sertçe sonlandırılması anlamına gelebiliyor. Çünkü nokta işareti kullanıldı.

 

Sep 4, 2020

Devrin kamili sanat, bilim konuşamıyorsa nasıl kemale ermek bu?Ne konuşacak söyleyeyim, bilinçaltının oyunlarını din sanacak; bilinçaltının tezahürlerini vahiy sanacak.

Tarikat faslı bitti diyen işin ehli, bilime işaret ediyor.Siyasal islamcıların çağ dışı kalmaları boşuna değil.

 

Aug 1, 2020

Neyin dogma olduğunun bilincine varmak önemli. Bilim bile dogma oldu günümüzde. Sorgulamayı kestik çünkü.

Diyalektik düşünce, sonra kurgula geçiş. Zor da değil aslında, zihnimiz dışında neredeyse her şeyde gözlemlenebiliyor bu.

 

Jul 22, 2020

Alanında emek harcayan imgelem bölgesinden bilgi alabiliyor. Ben bu konuları yazdım. Zaten bilimin imgelemle bağlantısı özellikle paradigma değişimi getiren buluşlar söz konusuysa bilinen bir şey. Einstein karısı döven bir adamdı. Bu onun teorisini daha az değerli yapmaz.

 

Jul 21, 2020

Bilim, fenomenlerin ve aralarındaki ilişkilerin orantılanarak incelenmesi/karşılaştırılmasıyla ilgilenir.

 

Jul 12, 2020

klasik fizik, kuantum, izafiyet ve kaos fiziği, kozmoloji bağlantısı olmaksızın felsefe yapmak artık olanaklı değil gibi. prigogine’in kaos kuramını anlamaya çalışırken şuna denk geldim, ağır bir okuma ama çok değerli. edebiyat, bilim kurgu, fizik, matematik nasıl da içiçe.

 

Mar 25, 2020

Bilim taraftarlığı giderek bilim karşıtlarıyla aynı safa evrildi. Bunun bilimle ilgilenenler tarafından farkedilmesi çok önemli.

 

Mar 10, 2020

özne-nesne; iç-dış ayrımının hem felsefe hem de bilimde aşıldığına dair epey çalışma var. konu oldukça kapsamlı. akla ulaşmak zor haklısınız.

 

Mar 10, 2020

Bilimle ilgilenen, ekmeğini bilimden kazanan herkesin mutlaka okumasını önereceğim bir kitapsa Nagel’in “Bilimin Yapısı” adlı başyapıtı. Çok zor bir kitap.

Aşı karşıtlarıyla, düzdünyacılarla dalga geçmek, CK gibi profları meslekten men etmeye çağırmak kolay. Zor olanı yapmalı.

Mekanistik anlayışla ne toplumbilimleri ne de yaşambilimleri yeterince anlaşılabilir. Din bile mekanistik anlayışla ele alınıyor bizde. Marxizm de.

Bunun önemini kavrayanlarda mekanik süreci yapılandıran bilim insanları ve felsefecilere saldırmak gibi bir saçmalık da yok değil.

 

Feb 29, 2020

John Locke’un Aristoteles hakkındaki düşüncesi: “Tanrı, insanlara karşı onları yalnızca iki ayaklı yaratıklar yapacak kadar eli sıkı olmasa da onları ussal yaratıklar yapma işini Aristoteles’e bırakmış.” :))

Ben ilk okuduğumda tipik İngiliz “sarcasm”ı diye düşündüm doğrusu.

Ernest Nagel’in “Bilimin Yapısı” adlı kitabında okudum. Hatta “takılarak” ifadesini kullanmış.

 

Feb 17, 2020

celal şengör’ü eleştirdiğim yazımda ayrıntılı olarak açıkladığım, bizde bilim felsefesinin bilimle uğraşanlar tarafından neredeyse hiç anlaşılmadığını irdelediğim konuları, benzer eleştirilerle bu kitapta kaleme almış engels.

kitaptan bunun gibi onlarca alıntı yapılabilir.

 

Feb 15, 2020

İki hekim tomografi yorumlarken, o dile eğitilmemişseniz onları anlayamazsınız. Analizlerden sonra doktora tekrar gider, yorum alırsınız. Doktor raporunu yazarken, size konuşurken konuştuğu dilde yazmaz. Her alanın terminolojisi vardır ve ona sadık kalınır.

Bir mahkeme kararını o dile eğitilmemişseniz anlayamazsınız. Karar açıklanırken hakimin ne dediğini hiç anlamadığınız bile olur, avukatınıza döner sorarsınız. Avukatınız mahkeme kararını konu edecekse kalemi eline aldığında konuşma dilini değil, hukuk terminolojisini kullanır.

Her bilim dalının kendine konu ettiği bir nesnesi vardır. Biyoloji>canlılık; Botanik>bitkiler vb.

Felsefenin kendine konu ettiği nesne düşüncedir.

 

Feb 15, 2020

RT Yorum – Katkınız için teşekkürler Türker Bey.

Bilim için kuşkusuz öyle. Felsefe kendine nesnesi olarak kendi düşüncesini verdiği için olay karmaşıklaşıyor. Bilimsel hipotezle iki görüngü orantısal olarak karşılaştırılırken, inanç kendini dolaysız sezgi olarak bulur, yani kavram bilgisinin karşıtı olarak. Sezgiyi dolaysız bir şey olarak anlattığında bile bilginin “bir yanı” olarak kendini dolaylamış olur. Bu yabancılaşmayı yenmesi gerekir. Özün doğası budur ve ona bu şans verilmelidir.

Ezcümle, gerçeğin töz olarak kavranışıyla özne olarak kavranışı arasındaki farkı ihmal edemeyiz ve inancın “kendinde bilgi” olduğu aşamayı düşünmeliyiz diyorum. Bilim insanı da ertesi sabah uyanıp laboratuvara gideceğine inanır, projesini bitireceğine inanır. Öyle değil mi?

ORİJİNAL – Türker KILIÇ @turkerkilic

En büyük ve sıkça düşülen düşünce(sizlik) tuzağı:

inanılanı-hipotezi-doğru kabullenip, ona dayanarak başka hipotezler kurup onları kabullenmek, sonra onları kabullenerek başka başka hipotezler (önermeler) oluşturulmasıyla oluşan bir yanılsama ağını-kültürünü gerçeklik sanmaktır.

Aslında her kültür bir ölçüde içine doğduğumuz yanılsamalar akvaryumudur.

Akvaryumun camını oluşturan zihin-yaşam lensi çoğu zaman “olanı” kültürün yanılgılar süzgecinden geçirerek zihne ulaştırır.

Zihin olanı değil de, betimlemesini gerçek “kabul” eder.

Bilimsel yöntem işte bu zihin-yaşam lensinin netleştirilmesinin metodu/yaşama üslubudur.

 

Jan 19, 2020

Son dönemde zenginlerin çocuklarına para karşılığı retorik öğretiyorlardı. Zengin yoksulu ikna edebilsin demekti bu. Sokrates ve Platon buna bayrak açtılar. Yoksa Sokrates de bir sofist.

Aristoteles’in Organon’u yani mantığı bilim haline getirmesi işte buna önlem olsun diyedir.

 

Jan 18, 2020

Bilim, evrenden insana açılan bir kapı; din ise, insanın kendinden evrene açılan bir kapıdır.

İçsel sürecinde insan kendini bilmeyi bilim haline getirdiğinde, aslında girilecek tek bir kapı olduğunu deneyimler: çıkılacak olan.

Kişisel bir deneyim olan dinin, evrensel geçerliliği olan ve temeli ispata dayanan bilim ile örtüşmesi mümkün müdür? Peygamberlerin vahiy aldığı kaynak ile özgün buluş aşamasına gelen bilim insanlarının beslendiği kaynak farklı mıdır?

Marie Curie gün boyunca durmaksızın çalışır, gün içinde uğraştığı soruların yanıtlarına rüyalarında ulaşır ve onları hemen kalkıp not ederdi. Dimitri Mendeleyev, periyodik tablonun mantıksal sıralamasını bir türlü beceremiyordu. Nasıl başardığını anılarını okuyarak öğreniyoruz:

Masasında uyuyakaldığı sırada gördüğü bir rüyada. August Kekulé, buz gibi odasında çalışmaktan yorgun düşmüş, ateşe biraz yaklaştığı gibi uyuyakaldığı esnada gördüğü rüya ile yapısını bir türlü çözemediği benzen halkasını bulmuştur.

Ne güzel bir rüyadır onunki! “Atomlar” der “dans ediyorlardı ve kuyruğunu yutan yılan…” Bilim dünyasında böyle çok anı var. Rüya, vâhiy, sezgi bir zerre şaşmadan emeğin bolca sarf edildiği noktayı teşrif ediyor.

Hakiki şiir de ve aslında sanat da bu alandan besleniyor.

 

Jan 17, 2020

RT Yorum – “Güzin abla” köşesi değil bilimsel makaleden alıntı. Seyahat ediyorum. Bilgisayarın başına geçince size dergi adı da yollarım. Sorun şu ama sizler neden bunları bulup okumuyorsunuz. Bu katılık kalkardı. Alın bakın aşağıdaki deney CERN’den. Ne diyeyim?

ORİJİNAL 

 

 

Jan 17, 2020

Bilim karşıtlarıyla savunmayı, akıl karşıtlığıyla yapmaya çalışıyoruz.

Öylesine itici öylesine kalıplaşmış argümanlarımız var ki!

Bilim insanlarımızın ezici çoğunluğu nesne nedir? bir nedir? gibi soruları en yakınlarında duran objeye işaret ederek yanıt veriyor.

gerçek nedir? sorusuna nesneyi gösterip yanıt veriyorlar.

bu zihnin işidir. zihinle kopya bilim yapılır. işte bizde olan bu. yenilik, buluş, cesaret, merak filan gerektiriyor. akıl alanına geçiş hayal bölgesi atlanarak nasıl olacak?

Dünden beri yazıma gelen eleştirileri yanıtladım. Bilimsel çalışmaları yüzeysel tarayan biri bile anlayabilirdi konuyu. Bakın iki çalışma aşağıda buyrun. Daha neler var! Oralara gelemiyoruz bir türlü.

dün @gazeteduvar ı göreve çağırdınız. Soruları yanıtladım. Bilimsel çalışmaları ortaya koydum. İtiraz edenlerle yazışıyor, sorularımı soruyorum. Elle tutulur bir yanıt gelmedi. Özür dileyecek misiniz? İtiraz ettiğiniz konuyu temellendirecek misiniz? Buyrun konuşalım.

Tivit atma hakkımızı bir yargıç edasıyla kullanacaksanız lütfen konuyla ilgili bilgi edinin.

Hakimin kürsüsünden çekiç çalmış çocuklar gibiyiz. Bu nedir?

Hoş, Yeşilçam’la Hollywood arasındaki farkı da açıklar bu. :))

 

17, Jan, 2020

Buyrun.

Bunun üzerinden çok şey konuşabiliriz.

Arkadaşlar fizikte paradigma değişti. Algı filtrelerimizi değiştirmedikçe tek renk görüyoruz.

Hologram evren, evrenin bilinçli olma durumu filan tartışılıyor artık fizikte.

Ortodoks bilim anlayışına hapsolmamalı.

 

Jan 17, 2020

söz konusu yazımla ilgili açıklama yaparım, yanlış varsa düzeltirim elbette. ilk fırsatta ilgileneceğim. burada atlanılmaması gereken önemli konular var:

*fizikçilerden düzeltme metni bekliyorum. özelden yazanlardan rica ettim. henüz buna yanaşan yok.

*bilim felsefesi ile tikel bilim farklıdır. bilim felsefesi ayrıca felsefenin genelinde de yerine oturtulmalıdır.

*zeilinger ve ekibinin aldığı sonuç ortada.

*atom altı iki parçacık mesafeden bağımsız anında haberleşebiliyorlar. ışık hızı bağlamında bu açıklanırsa sevinirim.

ortodoks bilim anlayışı sorunlu. genel olarak felsefe ama bilimle uğraşıyorsak hiç olmazsa bilim felsefesi çalışmak gerek. ben çalışıyorum. o zorsa, yetkinliği yadsınamayacak bilim insanlarının, ortodoks bilimin kabuğunu kırdıkları kitaplarını okumalı. örn: tao’nun fiziği.

teorik fizikçi capra o kitapta ağzımı açık bırakan 1 saptama yapar: “bu kitabı, bilime, prestijini iade etmek için yazdım” kaos fiziği üzerine metinler üretmemiz gerekirken, biz, orta çağın bilinç düzeyiyle bilim karşıtlığı ve taraftarlığı yapıyoruz.

bu konuda söyleşi yapacağım.