İşçi sınıfı atlar ve bir ütopya

Denize yürüyerek giren, plajı, sığ suları, sıcağı, güneşlenmeyi sevenler vardır. Bir de kayalıklardan, soğuk lacivert denizlere atlamayı yeğleyenler; soğuğu, derini sevenler. İlk gruptakiler, atları severler zannımca; bizse yunusları. Yine de, bu yazıda atları anlatmak istiyorum size; Büyükada’nın atlarını değil Büyükadalı atları. Hüzündür ada, hüzün olduğu kadar ayrıcalıktır. Berzah varlığı olduğunu unutmamaktır adalı olmak. Ayaklar anakaraya basmayacak; donanımlı hastahanelere acil erişim olanaklı olmayacak; yapılan her planda lodosun merhametine sığınılacak olsa da [...]