Felsefe, Bilim ve Din

Ana Sayfa/Yazılar/Felsefe, Bilim ve Din

Fizikçilerden Daha Hızlı Anlayan Hippiler

Mahallede top oynarken, bazen, şutun çekildiği anda topun varacağı yeri bilir, henüz top havada süzülürken sıvışırdık. Kuantum Mekaniği (KM), faili meçhul cam kırma hakkını çocuklardan aldı. KM’ye göre, neden ve sonuç arasında geçen bir süre yoktur. Neden ile sonuç aynı anda olabilir. Barbutçulara da kötü bir haberim var: Bin kez de deneseniz hep çift atacaksınız. Tabii, bu benzetmeler, daha iyi anlayalım diye ölçek büyütmeler. Yukarıda anlatılanlar, kuantum düzeyde olup biten [...]

2021-03-26T07:57:23+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Bilgeliğe Giden Yolda Modern Fizik

Fritjof Capra, doktorasını teorik fizik üzerine yapmış bir fizikçidir. Parçacık fizikçisi ve sistem teorisyeni olarak, kariyer yaşamını Paris Üniversitesi, Londra Imperial Koleji gibi prestijli eğitim kurumlarında sürdürmüştür. Fiziğin Tao’su[1] adlı kitabın yazarı olan Capra, yaşayan bilgeler arasında anılır. Kitabının amacı olarak, basit ancak anlaşılması çok güç bir hedef koyar: Bilimin prestijini artırmak. Kitabın ABD’de en çok satanlar listesine girip, yirmiden fazla dile çevrildiğini düşünürsek, bu amacı kavramaya çalışmak bir sorumluluk [...]

2021-03-26T07:58:15+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Soyut Düşünme, Bilim ve Bizim Ateistler

DNA’mız, bilinen fizik yasalarına göre, evrendeki en yoğun veri depolama ortamı. DNA’ya sığacak biçimde formatlanabilseydi, bugüne dek yapılmış filmlerin tamamı, bir küp şekerden daha küçük bir alanda depolanabilirdi. Microsoft, Temmuz 2017’de, 200 MB veriyi, sentetik DNA’ya depoladığını açıkladı. Firma, on milyon sentetik DNA iplikçiğini, Twist Bioscience adlı şirketten satın almıştı. İki yüz MB veri, bir kurşun kalemin ucu kadar bir alanda depolanabilmişti bu sayede. İnternet üzerinden erişime açık bilginin tamamının, [...]

2021-03-26T07:59:31+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Sinan Canan Lincine, Soner Yalçın Katkısı

Soner Yalçın’ın, gıda ve ilâç firmalarına karşı açtığı bayrağı protesto edenlerin iletilerini, sosyal medyadan takip etmek olanaklı. Eleştirilerin bir bölümü bilim adına yapılsa da bilimsel tutumdan öyle uzaklar ki. Beni şaşırtan, Soner Yalçın’ın, 25 Ekim 2018 tarihli yazısında, dayanaksız bir içerikle, haksız olanların yanında yer alarak, Sinan Canan lincine ortak olmuş olması. Her üniversite mezununun aydın kabul edildiği ülkemizde, okuduğunu, dinlediğini anlama seviyesi oldukça düşük. Bunun nedenlerinden biri, okuma oranlarımızın [...]

2021-03-26T08:00:34+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Bir Şişe Bira ile Giden İman

İnsan için inen Kur’ân âyetlerinin, yasak merkezli, kasıtlı yorumlanmasından çok, insanın, eylem ve söylem bütünselliğinde ele alınarak yorumlanması, dinin, yalın, kirletilmemiş özüne daha uygundur. Kendini, Tanrı ile kulun arasına, denetleyici, hüküm verici bir mekanizma olarak tesis eden her anlayış, öncelikle, insan olmanın onuru demek olan özgürlük bilinci ile çatışır. Özgürlüğü herkes için istemek özbilinçli bir tutumdur. İkincil olarak ise, din maskeli bu tür yaklaşımlar, dinin bizzat kendisiyle çatışır. Kur’ân’daki içki [...]

2021-03-26T08:01:17+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Celal Şengör ve Tutsak Aklımız

Sayın Celal Şengör’ün temsil ettiğini düşündüğüm bir grup var ülkemizde. Bu grubun üyelerini biraraya getiren ortak nitelik, derslerini eksik çalışmış olmaları. Gerçeğin, neredeyse dolaysızca bilinebileceğine olan inançları onları dogmatik kıldığından, bilimsel aklın, insan aklının çıkabileceği zirve olduğuna; realist olmanın duyusal eminlik demek olduğuna; metafiziğin ise, her türlü bilinçsiz duygusal köpürmenin cirit attığı bir alan olduğuna inanıyorlar. Düşünmek, çileli bir iştir, değil mi? Kendimize hak vererek değil yadsıyarak ilerleyebileceğimiz bir alan. [...]

2021-03-26T08:02:09+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Okurla Dertleşme, Anlam Yitimi

Bazı okurlarım mistik konulara, dinlere değinmeden yazmamı istiyor. Yalnızca bilimle ilgili yazmamı tercih edenler var. Hakikatin peşinden koşmadan olmaz. Tek kanatla uçamayız, uçmazsak bakış açımızı genişletemeyiz. Hem, onu sıkça, aramadığımız, ummadığımız yerde bulmuyor muyuz: Kendimizde. Ararken bilim, din, sanat ve felsefenin karşı kamplar olmadığını anlasak, anlamlansak. Taraf tutmadan yazmaktan başka çarem, kalemime yansıyan samimiyetimden öte, sunabileceğim bir şeyim yok. Klişe bir giriş yaparak, çağın vebasının anlam yitimi olduğunu söyleyenlere katılayım. [...]

2021-03-26T08:03:29+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Biliminsanı da Vahiy Alır

Bir şeyi bilebiliriz, ama bu, onu anladığımız anlamına gelmez. Ernest Rutherford’un, tarihte ilk kez atom-altı düzeye geçişe olanak veren deneyine dışarıdan bakıldığında, atom çekirdeği, tesadüfen bulunmuş gibi görünür. Karanlık laboratuvarda, can sıkıcı deneyi haftalar boyunca sürdüren, “Hocam bulamıyoruz,” yakınmalarıyla dışarı çıkan öğrencilerini tekrar laboratuvara gönderen Rutherford, α parçacığını arıyordu. Anlaşılmaz bir biçimde, deneyin yönünü birden değiştirdiğinde, öğrencilerinin canı daha da sıkılmıştı. Rutherford’un, deney düzeneğinin ortasındaki altın plakadan geçen değil de [...]

2021-03-26T08:04:38+00:00Mart 2nd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Nobel Ödülü ve Allah Her Ân Bir Şen’dedir

Paul Dirac’ın Kuantum Mekaniği ile Görelilik Kuramı’nı başarıyla birleştirerek anti-parçacığı bulmasının ardından, bunu daha büyük ölçekte de deneme girişimleri başladı. Bugüne kadar yürütülen, kapsam alanına oranla en kusursuz ölçülmüş bilimsel kuram olduğu belirtilen, Kuantum Elektrodinamiği (KED) Kuramı, böyle bir girişimin ürünüdür. Deney ve kuramın on milyarda bir ölçeğinde uyum gösterdiği bu çalışmanın başka bir örneği yoktur. Bu, Londra ile New York arası mesafenin, her seferinde bir saç teli kalınlığı kadar [...]

2021-03-26T08:05:40+00:00Mart 2nd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Hakikat Bu, Smokin de Giyer Şalvar da!

Dinle ilgili yazınca, ateistler kızıyor; bu coğrafyanın dinine biraz akıl gerek diyorum, “dinci” taife kızıyor; düşünme seviyemiz “doğal bilinç” diyorum herkes alınıyor. Yine de en tepkili olanlar felsefeciler, çünkü onlar, Tanrı’sız felsefe yapabiliyorlar; yeni bir ekol. Hatta felsefe fakültelerinde, “Burada dine ne gerek var?” sorusu samimiyetle soruluyor. İlâhiyat fakültelerinde ise akıl bir efsane: İslâm’ın Altın Çağı… Tamam da, Bakır Çağı’na geri döndük! Ne kadar samimi bir çaba gösterilse de günümüz [...]

2021-05-29T07:23:43+00:00Mart 2nd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|