din

Ana Sayfa/Tag: din

3 KÜS KARDEŞ

Felsefe Bilim ve Din Gülgün Türkoğlu Pagy Siyah Kitap Parçalara bölüp indirgeyerek düşünmenin ve eylemenin sınırına geldik sayılır. Bu hızla üremeye ve tüketmeye devam etmemiz artık olanaklı görünmüyor. Kendimize, çevremize duyduğumuz derin yabancılaşma nedeniyle neredeyse delilik sınırında yaşıyoruz. Oysa, kadim öğretilerin, kutsal metinlerin anlattığı Birlik, felsefe tarafından sınandı. Bahsedilen Birlik’e ulaşan her bireyin bir özbilinç varlığı olarak, duyguda sevgi, hazda kutsanmışlık yaşadığı sonucuna vardı felsefe. Evrenimizin, hem hologram hem de [...]

2021-03-25T14:14:53+00:00Temmuz 15th, 2020|Kitaplar|

Avrupa’dan gelen Müslümanlık

Perspektifin tarihini inceleyenler bilirler; çağımızda, ortaokul öğrencisinden uygulaması beklenilen perspektif bilgisi, örneğin; Helenistik dönemde, sanatçılar tarafından bile bilinmeyen bir şeydi. Basit bir şeyden söz ediyorum: Yanlarında, sokak lambalarının düzenli olarak dizildiği bir sokağı resmedeceksek, sokağın bize yakın tarafındaki direklerin boyuyla, uzakta kalanların boyunun aynı olmayacağını biliriz. Resme, bir derinlik duygusu veririz bu bilgiyle. Klasik dönem sanatçısının, bunu, çalışmasına aktarabilmesi olanaklı değildi. Gombrich’in “Sanatın Öyküsü” isimli kitabını henüz okumadıysanız mutlaka okuyun. [...]

2021-03-25T15:06:47+00:00Nisan 28th, 2020|Sanat, Yazılar|

Mitler ve Dinin Anlattığı Kadın Simgeselliği

Batılı düşünce, “Judeo-Christian” kökleriyle, dünya sanatına ve felsefesine yön vermiştir. Mitler ve dinlerin, bilincin gelişim basamaklarının anlaşılmasındaki en önemli araçlardan olduğu, Batılı aydınlarca, bizdeki gibi yadsınmamıştır. Mistik anlayışın kaynağının nefste olduğunun bilinciyle, dinlerde “kadın” ile anlatılmak istenilenin, kısa bir simgesel çözümlemesini, dört kitap üzerinden, İslâm perspektifiyle yapmaya çalışacağım. Yerim dar, yorumlardan bir yorumla ve sadece ana hatlara dokunabilirim. Günümüzde, mitler ve dinler, güncellikleri olmayan, masalımsı, muğlak,  anlatımlar olarak kabul görürler. [...]

2021-03-25T16:30:16+00:00Nisan 26th, 2020|Kadın, Yazılar|

Suç başkasında değil

Bu yıl, Zafer Bayramı ile Kurban Bayramı yakın düştüler yine; neredeyse kucak kucağa. A deli bayramlar! A koca kalpli budalalar! Yaşatırlar mı sizi bu memlekette koyun koyuna! Sizi yan yana, iç içe bulup sevinecek olan çok değil. Biriniz, ötekine yeğleneceksiniz çoğunlukla. Öyle ya, dilde bölündük, dinde bölündük, eylemde bölündük. Uzlaşmaz, uzlaştırılamaz ikililer listemiz uzun, haddinden fazla uzun: Bilim ile Din; Cumhuriyet ile Saltanat; Türkçe ile Osmanlıca; Kadın ile Erkek… Din [...]

2021-03-25T16:36:58+00:00Nisan 25th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Ölüm ve Sonsuzluk

Büyük bilge, matematikçi, sanatçı, notaların kâşifi, mistik, metafizikçi Pisagor’un; insanın yarım bir elma olarak doğduğundan ve yaşamın, elmanın öteki yarısı olacak Dost’u aramakla geçtiğinden dem vurduğu, anlatılır. Öyle bir yarımlık duygusu ki, dünyasal hiçbir tatmin onu yok edemesin; öylesine güçlü. Bazı şeylerin eksik olduğunu, kesintisiz sezdiğimiz; öleceğimizdense emin olduğumuz bir yaşam. Deliliğe davetiye. Tamamlanmaya çalışmak, ne olduğunu bilmediğimiz bu eksik yanın yönetiminde bir duygudur âdetâ. “Bu da değil”i motto edinmiş [...]

2021-03-27T12:23:50+00:00Nisan 21st, 2020|Yaşam, Yazılar|

Bozuk halkın bozuk devleti: Bir ezme aracı olarak Adâlet

Düşüncenin, tarih içindeki yolculuğunda önemli duraklardan biri, ünlü Türk düşünür Fârâbî’dir. Fârâbî’ye göre, ideal bir toplum, sağlıklı bir bedene benzer. Birbirinden farklı görevler üstlenmiş ve farklı önemde olan organların, dirimliliklerini sürdürebilmeleri, birbirlerine destek olmalarını, yardımlaşmalarını zorunlu kılar. İdeal bir şehirde de (madınâ fâdıla) bireylerarası yardımlaşma yaşamsal bir önem taşır. Bir filozof kral olan reis, bu mükemmel kentin, en mükemmel parçasıdır. Böylesi ideal bir devletin çökmesindeki neden, daha doğrusu toplumların bir [...]

2021-03-26T07:53:30+00:00Nisan 11th, 2020|Politika, Yazılar|

Soyut Düşünme, Bilim ve Bizim Ateistler

DNA’mız, bilinen fizik yasalarına göre, evrendeki en yoğun veri depolama ortamı. DNA’ya sığacak biçimde formatlanabilseydi, bugüne dek yapılmış filmlerin tamamı, bir küp şekerden daha küçük bir alanda depolanabilirdi. Microsoft, Temmuz 2017’de, 200 MB veriyi, sentetik DNA’ya depoladığını açıkladı. Firma, on milyon sentetik DNA iplikçiğini, Twist Bioscience adlı şirketten satın almıştı. İki yüz MB veri, bir kurşun kalemin ucu kadar bir alanda depolanabilmişti bu sayede. İnternet üzerinden erişime açık bilginin tamamının, [...]

2021-03-26T07:59:31+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Bir Şişe Bira ile Giden İman

İnsan için inen Kur’ân âyetlerinin, yasak merkezli, kasıtlı yorumlanmasından çok, insanın, eylem ve söylem bütünselliğinde ele alınarak yorumlanması, dinin, yalın, kirletilmemiş özüne daha uygundur. Kendini, Tanrı ile kulun arasına, denetleyici, hüküm verici bir mekanizma olarak tesis eden her anlayış, öncelikle, insan olmanın onuru demek olan özgürlük bilinci ile çatışır. Özgürlüğü herkes için istemek özbilinçli bir tutumdur. İkincil olarak ise, din maskeli bu tür yaklaşımlar, dinin bizzat kendisiyle çatışır. Kur’ân’daki içki [...]

2021-03-26T08:01:17+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Celal Şengör ve Tutsak Aklımız

Sayın Celal Şengör’ün temsil ettiğini düşündüğüm bir grup var ülkemizde. Bu grubun üyelerini biraraya getiren ortak nitelik, derslerini eksik çalışmış olmaları. Gerçeğin, neredeyse dolaysızca bilinebileceğine olan inançları onları dogmatik kıldığından, bilimsel aklın, insan aklının çıkabileceği zirve olduğuna; realist olmanın duyusal eminlik demek olduğuna; metafiziğin ise, her türlü bilinçsiz duygusal köpürmenin cirit attığı bir alan olduğuna inanıyorlar. Düşünmek, çileli bir iştir, değil mi? Kendimize hak vererek değil yadsıyarak ilerleyebileceğimiz bir alan. [...]

2021-03-26T08:02:09+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Okurla Dertleşme, Anlam Yitimi

Bazı okurlarım mistik konulara, dinlere değinmeden yazmamı istiyor. Yalnızca bilimle ilgili yazmamı tercih edenler var. Hakikatin peşinden koşmadan olmaz. Tek kanatla uçamayız, uçmazsak bakış açımızı genişletemeyiz. Hem, onu sıkça, aramadığımız, ummadığımız yerde bulmuyor muyuz: Kendimizde. Ararken bilim, din, sanat ve felsefenin karşı kamplar olmadığını anlasak, anlamlansak. Taraf tutmadan yazmaktan başka çarem, kalemime yansıyan samimiyetimden öte, sunabileceğim bir şeyim yok. Klişe bir giriş yaparak, çağın vebasının anlam yitimi olduğunu söyleyenlere katılayım. [...]

2021-03-26T08:03:29+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|