Osmanlıca vs Türkçe
Çeviri yapmak oldukça zor bir iş. Hakkıyla yapıldığında ise kültürlerarası aktarımları doruğa taşıyan en önemli unsurlardan. Çeviri için iki dilde de hakimiyetin yanı sıra, çevrilecek olan metnin konusuna da hakim olmak, olmazsa olmaz bir koşul. Gerek çevrilecek metnin dilini üreten kültüre aşinalık, gerekse anadilde yetkinlik gibi, yüksek nitelikte emek gerektiren [...]
Hey gidi Ekşi Sözlük, hey!
Avrupa’da, özgün, küçük restoranlar vardır, en fazla on masaya servis yapan. Çeyrek asır sonra da gitseniz masa sayısının ve damağınızda kalan lezzetin değişmediğini deneyimlersiniz. Türkiye’de, işini hem düzgün hem de özgün yapan bu tür küçük restoranlar, birkaç yıl içinde hızla büyürler. Özgün lezzet sıradanlaşır; işletme sahibinin müşterisiyle kurduğu özenli, samimi [...]
Aşka ne zaman sıra gelecek?
Ah be bülbül! Çekilecek çile midir seninki? Ne olur da bitmek bilmez şu nağmen? Bugün, gül olmaya bir özensene! Hayrân eden kendine; hoş kokulu, kadife dokulu, güzel bir gül. Kınasınlar. Aldırma! Arzu ettiğin, eksiğindir. Böylece, haddi aşarak ulaşırsın haddine. Gül olmak, güzel olmak istersen, tohum olmayı kabul etmelisin evvelâ. Kara [...]
Bu gelen, ilkbahar değil
Sizin bayım, her mevsiminiz tam da kendi mi? Yoksa, bir sonbaharı son olarak yaşamayana, nasıl ilk ola ki bir bahar diye merak edenlerden misiniz? “Winter is coming.” Uyarmadılar diyemeyiz. Yüz yıl sürdü mü hiç karanlık kışınız? Mekânı bir satıh zamanı vehim olan, muşamba dekor dünyaya dönmenize izin verilmeyen bir kış. [...]
Çalma kapımı sevdiceğim, artık açamam
Hem yalnız, hem de yorgun olmak; hem son bahar olsa gerek, hem de sonbahar. Bu artık son baharsa eğer, içinden geçilecek olan ilkbahar da olsa kime çare! Bir gül fidanının, yaşamı boyunca verdiği yüzlerce gülden, sonuncusu olmak gibi, yalnız olmak, hemi de yorgun. Son yaprağı dökülünceye kadar konuşan, kendine dair [...]
Dil ve Bilinç
Dilin, insanla ilişkisi organik bir ilişkidir; insanla yaşar ve gelişir. Dil birliği, ulusal duyguların oluşmasında önemli bir rol oynar ve nihayetinde tarih bilincinin oluşumu için özsel bir öğedir. Dil, aynı zamanda bir toplumun onurudur. Bilinç düzeyinin bir göstergesi olduğundan, kavram içeriklerinin zenginleştirilmesi, yabancı sözcüklerin ayıklanması önemli bir çabadır. Dilin, kültür [...]
Enerji üretenler ile tüketenler
Sevgili Ali Nesin şu gözlemini paylaşmıştı yıllar önce: “Enerji üreten insanlar var, bir de üretilen bu enerjiyi tüketenler; ilk gruba giren insan sayısı çok azdır.” Şimdi mevkisi yüksek, eli kalem tutan, meslek sahibi herkes kendisini ilk gruba dahil etmiştir. Oysa, çoğumuz, böyle bir insanla karşılamadan, bu dünyadan göçer gideriz. Yine, [...]
Köylü Instagram, Kasabalı Facebook, Kentli Twitter
Kullanıcının paylaştığı içeriğin özgün üretim olup olmaması açısından, Instagram’ı, köye; Facebook’u, kasabaya; Twitter’ı, kente benzetebiliriz. Böyle bir benzetme için bu yerleşim birimlerinin özsel özelliklerinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Örneğin, bir köyü, gerçek bir köy yapan özelliğin, üretilenin tüketildiği, temel/yaşamsal gereksinimler dışında başka bir gereksinimin düşünülmediği bir ortam olması gibi. Instagram, [...]
Her gün ölmemek için okumanız gereken üç kitap
Gazetemiz yazarlarından Hamza Celâleddin, “Okumadan ölmeniz gereken beş felsefe kitabı” başlığı ile bir yazı yazdı. Hemen ‘tık’ladığım bu ilginç başlıklı yazı çok okundu. Felsefe ile ilgili yazılar, çok okunanlar dizininde böyle uzun kalınca çocuksu, taze bir heyecan duyuyorum. Listede, Hegel’in “Tinin Görüngübilimi” adlı kitabı da vardı. Bu nedenle, Sayın Celâleddin’e [...]
İşçi sınıfı atlar ve bir ütopya
Denize yürüyerek giren, plajı, sığ suları, sıcağı, güneşlenmeyi sevenler vardır. Bir de kayalıklardan, soğuk lacivert denizlere atlamayı yeğleyenler; soğuğu, derini sevenler. İlk gruptakiler, atları severler zannımca; bizse yunusları. Yine de, bu yazıda atları anlatmak istiyorum size; Büyükada’nın atlarını değil Büyükadalı atları. Hüzündür ada, hüzün olduğu kadar ayrıcalıktır. Berzah varlığı olduğunu [...]