Akademisyenlerimize naçizane bir önerim var: Hegel’in felsefesine “diyalektik”, yöntemine de “kurgusal” dediğiniz yayın ve videoları gözden geçirin.

Bu yüzyılda, Hegel’in, giderek daha sağlam kavranıldığına tanıklık edeceğiz gibi görünüyor.

Diyalektik felsefeyi taçlandıran Kant’tır. Hegel, onu nasıl eleştirdi ve aştı? Bu neden önemsenmiyor?
Hegel’in felsefesi, diyalektiğin aşılmasının müthiş serüvenidir; nasıl olacak bu iş?

İleride, kurgusal olanın, kurgulda sadece ve hem de ilk kıpılarından olması hasebiyle, Hegel’in, feci yanlış anlaşılmasına birer örnek olacaksınız.

Yalnızca bir, iki akdemisyen olsaydı özelden, edeben fikir teatisi yapardım ama durum vahim. Sayfalar, videolar yığılıyor giderek.
Hegel’in mantığı olumlu-ussal olanı anlatır ama diyalektik salt olumsuzda kalmak zorundadır; kurgul, onu ortadan kaldırır ama kapsar.

Tinin Görüngübilimi, onu okuyan “ben”in, tasarım ve sanılarından kurtularak “boşaltılması”, mantık bilimini kavramaya hazır hale getirilmesidir.
Hegel’in, her okumada yeniden kavranılışı, tikel ilginin ‘yeniden’ ortadan kaldırılışıdır. Bir önceki okumanızdan payınıza düşen bile bir sonraki okumanızda diyalektiğe davet edilir. Bilmenin, ulaşılan yeni momenti olarak idrak edilir.

Tabii yine de siz bilirsiniz. Saygılarımla.