metin bobaroğlu

Ana Sayfa/Tag: metin bobaroğlu

Ölüm ve Sonsuzluk

Büyük bilge, matematikçi, sanatçı, notaların kâşifi, mistik, metafizikçi Pisagor’un; insanın yarım bir elma olarak doğduğundan ve yaşamın, elmanın öteki yarısı olacak Dost’u aramakla geçtiğinden dem vurduğu, anlatılır. Öyle bir yarımlık duygusu ki, dünyasal hiçbir tatmin onu yok edemesin; öylesine güçlü. Bazı şeylerin eksik olduğunu, kesintisiz sezdiğimiz; öleceğimizdense emin olduğumuz bir yaşam. Deliliğe davetiye. Tamamlanmaya çalışmak, ne olduğunu bilmediğimiz bu eksik yanın yönetiminde bir duygudur âdetâ. “Bu da değil”i motto edinmiş [...]

2021-03-27T12:23:50+00:00Nisan 21st, 2020|Yaşam, Yazılar|

Tanrı’yı, İnsan Kılmak

Akıl, yaptığı işte tanınmadığında, zihin yerine kullanılan bir sözcüktür. Arapça olan bu sözcük, ˁiḳāl bağ anlamına; aynı Sami kökten İbranice ˁāḳal ve ˁāgal; kıvırmak, halka yapmak anlamına gelmektedir. En belirgin özelliği, bağ kurabilme yeteneği olan aklın Türkçesi, us’tur. Zekâ ise tezkiye edilmiş akıldır: Filtre edilmiş, temizlenmiş, bileylenmiş, saflaşmış, fazlalıklarından kurtulmuş. Ânda bulunan yetimiz, zekâmızdır. Zihin ise zamandadır, gürültücüdür, taklitçidir, depolar, anılarda yaşar. Krishnamurti, zihnin bir perde olduğundan, sürekli geçmişte yaşayıp [...]

2021-03-26T08:11:06+00:00Mart 2nd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Yasama, Yürütme, Yargı ve İslâm

Bir çocuk gördüğümüzde, anne ve babasının olduğunu, anne ile babayı bizzat görmesek de biliriz. Karşı cinse ait iki beden birleşmiş ve çocuk olmuştur. Çocuğun var oluşu, hiç görmediğimiz iki cinsten insanın bedende rüşte geldiklerinin yeterli bir zeminidir; kanıtıdır. Kadın ve erkeğin var oluşu, çocuğun bedeninde bir ayrımlı birlik olarak içkindir: Anne, baba, çocuk. İster halk, isterse Hakk tarafından olsun, var edişin aslının işte bu üçleme olduğu söylenilir. Üçleme; teslis ya [...]

2021-03-26T08:13:49+00:00Mart 2nd, 2020|Din, Yazılar|

Hegel’de Edimsellik

Hegel, kendi felsefesini ortaya koyduğu ilk kitabı olan Tinin Görüngübilimi’nin hemen ilk sayfalarında felsefeye bilimsel bir biçim vermek istediğine değinerek, “bilme sevgisinin”, “edimsel bilme”ye dönüştürülmesinin önüne koyduğu amaç olduğundan söz eder. Edimin varlığı gerçekleşmeye dayanır, ancak gerçekleşirse kavranılır olur. Edimsel olan için erek, bilinçli yönelme, sine qua non bir özelliktir. Edimsel bilme olmadan Hegel felsefesine ait bilgiler donuklaşır, bu durumda bütünsel kavrama artık olanaklı olmadığından, okuyucunun kendisine daha yakın bulduğu [...]

2021-03-26T08:37:16+00:00Şubat 6th, 2020|Felsefe, Yazılar|

Nesnel Gerçekliğin Olmadığı mı Kanıtlandı?

Bu yılın mart ayı başında önemli bir deney sonucu açıklandı. Nesnel gerçeklik diye bir şeyin olmadığını gösteren bu sonuç, şaşırtıcıydı. Konuyla ilgili yapılan açıklamalar yetersiz kaldı. Binlerce sayfa yazıldı, ama ne olup bittiğiyle ilgili bir türlü tatmin eden bir anlayışa ulaşılamadı. Öznel ve nesnel tanımlarının, “bana göre” anlayışıyla yapılıyor olması, karmaşık durumu daha da karmaşıklaştırdı. Sıradan vatandaş için öznel olan düşünce, nesnel olan ise dış gerçekliktir. “Sıradan” sözcüğüyle yapılan atıf, [...]

2021-03-26T08:32:46+00:00Şubat 3rd, 2020|Felsefe, Yazılar|

Olay ile Olgu Arasındaki Fark

Etrafı dağlar ve ormanlarla çevrili bir göl düşünün. Kış, tüm şiddetiyle gelmiş, göl donmuş. Donan gölün üzerinde kayan insanlar var. Bu kayanlar arasında bir çift olsun, birbirine çok âşık. Hemen onların yanında, belli ki kaymayı yeni öğrenen bir çocuk. Gölün kenarında, çocuğu kaygıyla takip eden annesi. Gölün öteki tarafında da bir acil durum ekibi olsun, kayarken düşüp bacağını kıran bir adamı sedyeye koyan. Kayanları resmeden bir ressam, durmaksızın kayan bir [...]

2021-06-16T05:56:21+00:00Şubat 3rd, 2020|Felsefe, Yazılar|