Notlar
Sokal olayı olarak bilinen bir fiyasko var bilim camiasında. Alain Sokal, 1996'da prestijli bir dergi olan Social Text dergisine "Aşılan Sınırlar: Kuantum Kütleçekiminin Dönüşümsel Bir Betimlemesine Doğru" başlıklı tamamen uydurma bir makale gönderir. Postmodern düşünürlere bolca gönderme yapar. Ünlü ve prestijli Sokal sorgulanmaz, makale tereddütsüz yayımlanır ve çeşitli postmodern yayınlardan da övgüler alır. Sokal kısa bir süre sonra başka bir dergide deneyini açıklar böylece "Bilim Savaşları" denilen bir tartışma başlar.Sokal; [...]
20. yy başlarında Reklamcılık, palavracılıkla eş değerdi. Ortalarına doğru, "itibarlı ürün, reklama ihtiyaç duymaz" denildi, sonlara doğruysa reklamsız ürün itibarsız oldu. Şu anda hayatta olan bir kesimin tanıklık ettiği, denge bozucu bir dönüşüm yaşandı son yüz yılda. Eski meslekler, uygulama alanlarında dönüşüm yaşadı, sarsıldı; yeni meslekler takip edilmesi güç bir hızda baş veriyor. Pandemi ile dahili ve harici sorunları ortalığa saçılan hekimlik mesleği de dönüşümden nasibini aldı. İnsanın metalaştığı bir [...]
Yazılar
Töre yoksa yasa yok
İnsan bir tarih varlığıdır ve kendini öyle kavrar. Kendine "ben" dediğinde, kendiyle iletişimi sağlayan aracı dildir ve dil de tarihsel bir süreçte oluşmuş varlıktır. İnsanın kendini varoluşunu idrak ettiği uzam da öyledir; bir yere, bir toprak parçasına ait olarak doğar ve o uzamın da bir tarihi vardır. Bedenin tarihi ise genlerinde işlidir. Doğduğunda kendini akışında bulduğu tarihe "yatay tarih" diyelim. Yatay tarihi lineer kavrarız; eş deyişle bir geçmiş-şimdi-gelecek örüntüsü içinde. [...]
Sınırı Olmayanın Tanımı Olmaz
Bardak, kitap, gözlük, masa ve benzeri maddi nesnelerin birbirinden ayrımını sağlayan şey, gündelik yaşamda şekil dediğimiz, doğrusu biçim olan kavramdır. Bir çay bardağının şekli; ince belli, kulplu, tombul olabilir ama o çay bardağı, bir sürahi ya da bir şişe boyutuna getirilirse, onun artık biçimi değişmiştir; eş deyişle, onun işlevi değişmiştir. Etrafımızda gördüğümüz nesnelerin bir sınırı vardır. Onların tanımlanmalarını olanaklı kılan, sınırlarıdır. O sınır olmasaydı, o nesne o tanımı alamazdı. Sınır, [...]
Marks Bir Filozof Mudur? (2)
Herkesin, bir evinin, bir arabasının, özgürce işleyebildiği yeterli büyüklükte bir parça toprağının olduğu bir dünya düşünelim. Öyle bir dünya olsun ki; hukuk sorunsuz işlesin, 'dünya vatandaşı' eğitim, sağlık gibi harcamaları dert etmeden yaşasın, uygar ilişkiler ve sosyal devlet tesis edilmiş olsun. Bu dünya devletinde; kıskançlık, öfke, hüzün, bir türlü tamamlanamamışlık, rekabet gibi duygular, yalan söyleyen insanlar olmayacak mıdır? Otantik insanın kendini gerçekleştirmesi için gereken eleştirel etkinliğin, bir yabancılaşma sürecine ulaşmaması, [...]
Marks Bir Filozof Mudur? (1)
Bu yazıda Marks’ın, yalnızca felsefi tutumuna değineceğim. Yazıyı yazmaktaki ikincil amacım; felsefi ayrıntılara ancak gerektiği kadar yer vererek, eleştirimin temel nedeninin anlaşılmasını sağlamak ve daha derin okuma yapmak isteyen okurla, konu hakkında nitelikli yazılardan oluşan kısa bir literatür paylaşmak. Birincil amacım ise, eleştiri kültürünün pek cılız olduğu ülkemizde, eleştirildiklerinde fazlasıyla duygusal tepkiler veren bir grubu, seviyeli bir tartışmaya davet etmek. Ülkemizde, eleştirinin ve övgünün en önemsenen yanı, “mutlak” payesinden ödün [...]
Bu defa seni bağışlıyorum…
Platon, bir parrhesiastes'tir. Bir tiranı eleştirmiş, onun adaletle bağdaşmadığını söylemiş, hakikati dile getirmiştir. Bu nedenle köle olarak satılmıştır koca Platon. Demokrasilerde, parrhesia bir haktı; bu hakla donatılan yurttaş, mecliste ya da agorada yapacağı konuşma için, bir anlamda, dokunulmazlık kazanmış olurdu. Demokrasinin sağlıklı işlemesi için özel bir önemi vardı ve hakikati konuşmayan kişi, köle seviyesine inmiş kabul edilirdi. Parrhesia hakkını kullanmak isteyenin, hakikati dile getiriyor olması zorunludur. Yalın ve net. Retorik karşıtı bir [...]
Mağduriyetin Panzehri Nedir?
Ülkemizde, neden özlediğimiz düzeyde muhalefet olmadığını düşündünüz mü hiç? Muhalif cepheden gelen eleştirilerin, neden bizi bir türlü tatmin etmediğini? Hiç, tartışırken, karşı tarafa hak vermenin, olanaksız olduğunu düşündünüz mü? Sonra, kafanızda bitmek bilmeyen bir monolog olduğunu? Son soruma, "evet" dediyseniz; önce, karanlık, derin bir kuyuya düştüğünüzü hissetmiş, kısa bir zamanda sonra da aslında "düşme"nin hiç gerçekleşmediğini, halihazırda hep o kuyunun dibinde olduğunuzu anlamışsınızdır. Önceden çok yazdım ama burada yeniyim; tekrar [...]
Biçim İle İçerik Uyumsuzluğu Sorunu: Hekim Mi Doktor Mu?
Son günlerde popüler bir kullanım hâline gelen “doktor düşmanlığı” kalıbı, en az iki yönüyle olanaklı değildir. Öncelikle, bir insan, hemen her türlü koşulda kendi yaşamını birinci plana koyar. Bu biricik varlığın sağlığı bozulduğunda, bir hastalık tehditi ile karşılaşıldığında ilk olarak bir hekime gereksinim duyulur. Bu türden bir kurtarıcıya neden düşman olunsun? Bu ontolojik çelişki, kalıbın ancak duygusal bir kullanımına izin verir, mantıksal değil. Düzgün işleyen, demem o ki duygu ve [...]
Koronavirüs Krizinde Bilimin Yeri
Kovid krizi ile korku ve çaresizlik duygularının, belki de ilk kez bu denli küresel bir ölçekte deneyimlendiği, tarihi bir geçiş dönemine tanıklık ediyoruz. Bir değişime değil de dönüşüme tanıklık etmek, bir düşünürü toplumun diğer bireylerininden daha farklı etkiler. Dönüşüm, bir sürecin sonucu olarak ortaya çıktığı için, düşünürü, sürecin anlamlandırılması gibi ağır bir sorumlulukla karşı karşıya getirir. Pandemi olarak adlandırılmakta acele edilen dönemin başlangıcı, gerçek bir düşünür için bir sürecin devamı [...]
Kadın Bedenine Hapsolası Zihniyet
Size, benim için çok önemli olmasının yanısıra, kavranıldığında yaşamı kolaylaştıran, omuzlarımızdaki yükü kaldıran bir şey söylemek istiyorum, hem de günlük dille. Önyargısız okumaya çalışın n'olur. Köşeye sıkıştık hep birlikte. Dünyanın başı dertte; bunca felâketin derin bir anlamı, açıklaması olmalı. Bu açıklamanın, başlıca sorumlusunun onlarca belirişinden sadece biri olmasına rağmen, hepsini kapsayan bir ucudur değineceğim konu. Hangi dinden hangi ulustan dünyanın hangi köşesinden olursa olsun, bilgeler şu önemli olaya dikkatimizi çeker: [...]
“Mother”, Twitter ve Ben
Bugün izlediğim filmden aldığım ders kalıcı ise, ekranla ve Twitter ile ilişkim ebediyen değişti demektir. Aklını sevdiğim bir arkadaşımın yorumlayacağı bir filmi izlemeye karar verdim. Film, eskiden, yaptığım hemen hemen her hatada kendimle hesaplaşma biçimimin bir kısa özeti gibi. Önüne geçilemeyen bir sele, girdaba yakalanmış o eski hâlimin ekrana yansıması. Film, Darren Aronofsky’nin Mother (2017) adlı filmi; izleyenlerin okumaya devam etmesini, izlemeyenlerinse önce, izlemesini öneririm. Hem kadın ve erkek hem [...]