platon

Ana Sayfa/Tag: platon

Seksör Türk’ler ve Aşk

Sürekli gelip geçici olanın peşindeyiz. Bedenimiz ve onun var olduğu mekâna ait işler temel derdimiz: çoluk-çocuk, para, kariyer… Sevgimizden eminiz. Dünya sözcüğünün kökü, daha aşağıda olan anlamındaymış; nisbet ettiği yer nere? İbn Sînâ, “bilmeyen, sevemez” demiş. Ne ağır söz! Ne çok şeyi, kişiyi sevdiğimi sandım! Pek muhterem İbn Sînâ, bilmekten kastınız nedir acaba? Eski Yunanlılar da takmış kafayı bu işlere; tek katmanlı değil bu sevgi dedikleri demiş ve sıralamışlar: Eros: [...]

2021-03-25T17:29:30+00:00Nisan 25th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Bir çukurda deliriyoruz ve bu çok iyi

Diyalektik oldukça popüler bir sözcük, kullanması havalı, anlaması, hele hele uygulaması çok zor. Kuşku demek çünkü. Peşinizi bırakmaz. Mantık örgüsünü oturtursunuz, kavramlar yerli yerindedir ama o, kendinizi bir bütün olarak kavramadığınız sürece baskı yapmaya devam eder. İlm-i tevhîd kimine yetse de hakikatinde İnsan, kendini bir Özbilinç varolanı olarak bilmek ister. Yoksa hep bir tamamlanamamışlık tortusu yayılır yaşama. Hegel, bu diyalektik yırtılmada kalmayı delilik olarak tanımlar; o nedenle, kurgul aşamaya geçilmelidir. [...]

2021-03-26T05:52:07+00:00Nisan 20th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Devletin sonu: Deneyimin piçlerini kendi çocuğu sanan akıl

Marcus Aurelius’un “Düşünceler” adlı kitabı, evren, akıl, erdem, yasa, iyi, erdemli yaşam gibi ilkelere günümüzde de kılavuz edebilecek zengin düşünceler, önermeler içerir. Bugün, bu kitabı okurken, aniden parti iç tüzüklerine bakma gereksinimi duydum. “Erdem” sözcüğü, Adâlet ve Kalkınma Partisi’nin tüzüğünde beş kez geçiyor. Erdem yerine yeğlenilmiş olabileceğini düşündüğüm “fazilet” sözcüğü ise hiç geçmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüzüğünde ise erdem iki tümcede üç kez kullanılmış ve partili olmanın önkoşulu olarak belirlenmiş: [...]

2021-03-26T07:54:46+00:00Nisan 8th, 2020|Politika, Yazılar|

Kim Bir Tiranı Eleştirebilir?

Kandırmanın yerine dürüstlüğü, sahtelik ya da sessizliğin yerine hakikati, hayat ve güvenlik yerine ölümü tercih ederek bir konuşma yapmaya, Antik Yunan’da Parrhesia denirdi. Parrhesia özgür konuşmak, açık sözlü olmak demekti. Siyaset sahnesinde örneğin demokrasilerde, parrhesia bir haktı; bu hakla donatılan yurttaş, mecliste ya da agorada yapacağı konuşma için, bir anlamda, dokunulmazlık kazanmış olurdu. Atina demokrasisinin temel özelliklerinden olan bu dürüst konuşma uygulaması, demokrasinin yürütülebilir olması açısından önemsenir; açık sözlü olmayanın, [...]

2021-03-26T07:56:19+00:00Nisan 7th, 2020|Politika, Yazılar|

Hakikat Bu, Smokin de Giyer Şalvar da!

Dinle ilgili yazınca, ateistler kızıyor; bu coğrafyanın dinine biraz akıl gerek diyorum, “dinci” taife kızıyor; düşünme seviyemiz “doğal bilinç” diyorum herkes alınıyor. Yine de en tepkili olanlar felsefeciler, çünkü onlar, Tanrı’sız felsefe yapabiliyorlar; yeni bir ekol. Hatta felsefe fakültelerinde, “Burada dine ne gerek var?” sorusu samimiyetle soruluyor. İlâhiyat fakültelerinde ise akıl bir efsane: İslâm’ın Altın Çağı… Tamam da, Bakır Çağı’na geri döndük! Ne kadar samimi bir çaba gösterilse de günümüz [...]

2021-05-29T07:23:43+00:00Mart 2nd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Nesnel Gerçekliğin Olmadığı mı Kanıtlandı?

Bu yılın mart ayı başında önemli bir deney sonucu açıklandı. Nesnel gerçeklik diye bir şeyin olmadığını gösteren bu sonuç, şaşırtıcıydı. Konuyla ilgili yapılan açıklamalar yetersiz kaldı. Binlerce sayfa yazıldı, ama ne olup bittiğiyle ilgili bir türlü tatmin eden bir anlayışa ulaşılamadı. Öznel ve nesnel tanımlarının, “bana göre” anlayışıyla yapılıyor olması, karmaşık durumu daha da karmaşıklaştırdı. Sıradan vatandaş için öznel olan düşünce, nesnel olan ise dış gerçekliktir. “Sıradan” sözcüğüyle yapılan atıf, [...]

2021-03-26T08:32:46+00:00Şubat 3rd, 2020|Felsefe, Yazılar|