hegel

Ana Sayfa/Tag: hegel

CHP kapatılmalıdır

Murat Belge’nin çevirisini yaptığı, W.T. Stace’in, “Hegel Üzerine” adlı kitabı, Hegel ile ilgili dilimize kazandırılan ilk kitaptır. Sayın Belge, oldukça başarılı bulduğum bu çeviride, önce, Türk Marksistlerin, şu düşünürleri kendi dillerinde okuyamamalarına rağmen Marksist olduklarına değinir: Hegel, Feuerbach, Adam Smith, D. Ricardo, L.H. Morgan. Sonra, herkesin her şeyi okumasının olanaksızlığını; Marksizmin ise Marksist metinleri okumakla anlaşılabileceğini savlar. Marksist felsefede bir sorun olarak duran Hegel düşüncesini bilmeksizin ilerlenebileceğini iddia etmek, şimdiden [...]

2021-07-04T04:05:58+00:00Nisan 11th, 2020|Politika, Yazılar|

Başkanım, n’olur bir Etik Virtüöz ol!

Yüzyılımızın en güçlü ve en etkili önderlerinden olan Merkel’i, 165 cm.’lik boyu ile erkek egemen dünyayı yönlendiren ve yöneten bu kadını, en iyi anlatan fotoğraf karesi üzerinde çok konuşuldu. Fizik bölümünden mezun olması, bizim için “züğürt tesellisi” olsa gerek. İki ülkenin eğitim sistemi arasında uçurum var zira. Alman eğitimine biçim veren düşünce mimarlarının, 200 yıl önceki önerilerini anlamış bile değiliz, ne yazık ki! Çocuklarım, çoklu zekâ eğitimi veren bir anaokuluna [...]

2021-03-26T07:52:39+00:00Nisan 11th, 2020|Politika, Yazılar|

Celal Şengör ve Tutsak Aklımız

Sayın Celal Şengör’ün temsil ettiğini düşündüğüm bir grup var ülkemizde. Bu grubun üyelerini biraraya getiren ortak nitelik, derslerini eksik çalışmış olmaları. Gerçeğin, neredeyse dolaysızca bilinebileceğine olan inançları onları dogmatik kıldığından, bilimsel aklın, insan aklının çıkabileceği zirve olduğuna; realist olmanın duyusal eminlik demek olduğuna; metafiziğin ise, her türlü bilinçsiz duygusal köpürmenin cirit attığı bir alan olduğuna inanıyorlar. Düşünmek, çileli bir iştir, değil mi? Kendimize hak vererek değil yadsıyarak ilerleyebileceğimiz bir alan. [...]

2021-03-26T08:02:09+00:00Mart 3rd, 2020|Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|

Sayın Mücahit Bilici’ye Katkı ve Eleştiri

Ruşen Çakır’ın, İslâm’ın güncellenmesi ile ilgili olarak Mücahit Bilici’yle yaptığı söyleşi oldukça cesur ve ufuk açıcı, izlemenizi öneririm. İslâm’ı savunanlar ile eleştirenlerin, aynı bakış açısında olduklarını, bundan dolayı da bir çıkmaza sürüklendiklerini ya da daha doğru bir deyişle, içine düştükleri çıkmazdan kurtulamadıklarını gözlemliyorum. Bu nedenle kavramsal açıdan bakıldığında, sıkıntılı bulduğum bazı temel noktaları ele almaya çalışacağım. Sayın Bilici haklı olarak, “Allah’ın dini ise nasıl reform yapacaksın? Yani neyi değiştirmen gerekir?” [...]

2021-03-26T08:22:35+00:00Mart 1st, 2020|Din, Yazılar|

Aristoteles’ten, Atatürk’e…

Zamansız varlıktan, varlıksız zamana; oradan varoluşun zamanına; derken zaman-mekân-hareket üçlüsünün birbirinden bağımsız olmadığının gösterildiği günümüze dek zaman, İlkçağ filozoflarının da dahil olduğu hararetli tartışma konularından biridir. Aziz Augustinus’un İtiraflar’ının[1], XI. Kitabı’nda ele alındığı biçimiyle zaman varlık ilişkisi, günümüzün zaman anlayışına öncül bir çalışma olarak görülebilir. İnsan algısından bağımsız bir zaman anlayışının olanaklılığını sorgulayan Tanrıbilimci bu filozof, zamanı, geçmiş, şimdi ve gelecek olarak ayırarak bilinçle olan ilişkisini ortaya koymuştur: Anımsamayı geçmiş, [...]

2021-03-26T08:39:10+00:00Şubat 7th, 2020|Felsefe, Politika, Yazılar|

Mantık Nedir, Herkes Mantıklı mıdır?

Yaşlı bir insanla konuşurken, onun bir zamanlar çocuk olduğundan şüphe etmeyiz; bu bilgi, onun yaşında içkin (mündemiç) bir bilgidir. Yaşlı kişi bedenin, çocukluk ve gençlik bilgisine sahiptir. Ergenlikte burun morfolojisi nasıl değişecek, ilerleyen yaşlarda cilt nasıl buruşacak bilir. Henüz çocuk olan ise bunları dışsal bilgi olarak bilir; deneyimlememiştir. Belirlenim kazanmış ve zorunlu olan bu işleyişin bir yasalılık taşıdığını, duyu algılarımız aracılığıyla gözlemleyebildiğimiz için yadsıyamayız. Düşünce dünyasına girildiğinde, henüz onun yasalılığını [...]

2021-03-26T08:39:53+00:00Şubat 7th, 2020|Felsefe, Yazılar|

Evi Toparlarken, Varlığın Birliği

Dağınık bir evi toplamamız gerektiğinde, bir yeteneğimize başvururuz: Kategorilerle düşünme. Giysi dolabından başlayalım. Kazaklar kazaklarla, çoraplar çoraplarla (nitelik). Uzun elbiseler bir yana, mini etekler öteki yana (nicelik). Benim tarağım şuraya, karımın tarağı buraya (iyelik). Banyo havluları banyoya, mutfak havluları mutfağa (yer/mekân). En son, banyoyu temizleyeceğim (zaman). Dik durması gereken çizmeler, ayakkabı dolabının rafsız bölümüne (durum). Kadehler, cam bardak dolabına (ilişki). Buruşturduğum (etkinlik) kâğıtlar (edilginlik), çöp sepetine. Aristoteles’e göre, elimizi attığımız [...]

2021-05-29T07:51:06+00:00Şubat 6th, 2020|Felsefe, Yazılar|

Hegel’de Edimsellik

Hegel, kendi felsefesini ortaya koyduğu ilk kitabı olan Tinin Görüngübilimi’nin hemen ilk sayfalarında felsefeye bilimsel bir biçim vermek istediğine değinerek, “bilme sevgisinin”, “edimsel bilme”ye dönüştürülmesinin önüne koyduğu amaç olduğundan söz eder. Edimin varlığı gerçekleşmeye dayanır, ancak gerçekleşirse kavranılır olur. Edimsel olan için erek, bilinçli yönelme, sine qua non bir özelliktir. Edimsel bilme olmadan Hegel felsefesine ait bilgiler donuklaşır, bu durumda bütünsel kavrama artık olanaklı olmadığından, okuyucunun kendisine daha yakın bulduğu [...]

2021-03-26T08:37:16+00:00Şubat 6th, 2020|Felsefe, Yazılar|

Diyalektik Nedir?

Einstein’ın “ürkütücü” bulduğu Kuantum Dolaşıklık; iki ya da daha fazla atom-altı parçacığın, birbirlerine olan fiziksel uzaklıklarından bağımsız, eşzamanlı olarak etkileşebileceğinin, başka bir deyişle haberleşebileceğinin ifadesidir. 1935 yılında ortaya atılan bu öngörü, 2008 yılından beri bilimsel bir gerçek olarak ortaya konulmuştur. Etkileşime girmiş iki parçacık, aralarında milyonlarca kilometre de olsa aynı anda, fakat ters yönde etkileşir: Biri saat yönünde dönerse öteki, aynı anda ama saat yönünün tersine hareket eder. İşin ilginç [...]

2021-07-16T14:05:29+00:00Şubat 4th, 2020|Felsefe, Yazılar|

Nesnel Gerçekliğin Olmadığı mı Kanıtlandı?

Bu yılın mart ayı başında önemli bir deney sonucu açıklandı. Nesnel gerçeklik diye bir şeyin olmadığını gösteren bu sonuç, şaşırtıcıydı. Konuyla ilgili yapılan açıklamalar yetersiz kaldı. Binlerce sayfa yazıldı, ama ne olup bittiğiyle ilgili bir türlü tatmin eden bir anlayışa ulaşılamadı. Öznel ve nesnel tanımlarının, “bana göre” anlayışıyla yapılıyor olması, karmaşık durumu daha da karmaşıklaştırdı. Sıradan vatandaş için öznel olan düşünce, nesnel olan ise dış gerçekliktir. “Sıradan” sözcüğüyle yapılan atıf, [...]

2021-03-26T08:32:46+00:00Şubat 3rd, 2020|Felsefe, Yazılar|