Anasayfa
Anasayfa2022-03-17T06:00:51+00:00


Notlar

Yazılar

Celal Şengör ve Tutsak Aklımız

Sayın Celal Şengör’ün temsil ettiğini düşündüğüm bir grup var ülkemizde. Bu grubun üyelerini biraraya getiren ortak nitelik, derslerini eksik çalışmış olmaları. Gerçeğin, neredeyse dolaysızca bilinebileceğine olan inançları onları dogmatik kıldığından, bilimsel aklın, insan aklının çıkabileceği zirve olduğuna; realist olmanın duyusal eminlik demek olduğuna; metafiziğin ise, her türlü bilinçsiz duygusal köpürmenin cirit attığı bir alan olduğuna inanıyorlar. Düşünmek, çileli bir iştir, değil mi? Kendimize hak vererek değil yadsıyarak ilerleyebileceğimiz bir alan. [...]

Mart 3rd, 2020|Kategori: Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|Etiketler: , , , , , |0 Yorumlar

Okurla Dertleşme, Anlam Yitimi

Bazı okurlarım mistik konulara, dinlere değinmeden yazmamı istiyor. Yalnızca bilimle ilgili yazmamı tercih edenler var. Hakikatin peşinden koşmadan olmaz. Tek kanatla uçamayız, uçmazsak bakış açımızı genişletemeyiz. Hem, onu sıkça, aramadığımız, ummadığımız yerde bulmuyor muyuz: Kendimizde. Ararken bilim, din, sanat ve felsefenin karşı kamplar olmadığını anlasak, anlamlansak. Taraf tutmadan yazmaktan başka çarem, kalemime yansıyan samimiyetimden öte, sunabileceğim bir şeyim yok. Klişe bir giriş yaparak, çağın vebasının anlam yitimi olduğunu söyleyenlere katılayım. [...]

Mart 3rd, 2020|Kategori: Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|Etiketler: , , |0 Yorumlar

Biliminsanı da Vahiy Alır

Bir şeyi bilebiliriz, ama bu, onu anladığımız anlamına gelmez. Ernest Rutherford’un, tarihte ilk kez atom-altı düzeye geçişe olanak veren deneyine dışarıdan bakıldığında, atom çekirdeği, tesadüfen bulunmuş gibi görünür. Karanlık laboratuvarda, can sıkıcı deneyi haftalar boyunca sürdüren, “Hocam bulamıyoruz,” yakınmalarıyla dışarı çıkan öğrencilerini tekrar laboratuvara gönderen Rutherford, α parçacığını arıyordu. Anlaşılmaz bir biçimde, deneyin yönünü birden değiştirdiğinde, öğrencilerinin canı daha da sıkılmıştı. Rutherford’un, deney düzeneğinin ortasındaki altın plakadan geçen değil de [...]

Mart 2nd, 2020|Kategori: Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|Etiketler: , , , , , , |0 Yorumlar

Nobel Ödülü ve Allah Her Ân Bir Şen’dedir

Paul Dirac’ın Kuantum Mekaniği ile Görelilik Kuramı’nı başarıyla birleştirerek anti-parçacığı bulmasının ardından, bunu daha büyük ölçekte de deneme girişimleri başladı. Bugüne kadar yürütülen, kapsam alanına oranla en kusursuz ölçülmüş bilimsel kuram olduğu belirtilen, Kuantum Elektrodinamiği (KED) Kuramı, böyle bir girişimin ürünüdür. Deney ve kuramın on milyarda bir ölçeğinde uyum gösterdiği bu çalışmanın başka bir örneği yoktur. Bu, Londra ile New York arası mesafenin, her seferinde bir saç teli kalınlığı kadar [...]

Mart 2nd, 2020|Kategori: Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|Etiketler: , , , , , , |0 Yorumlar

Hakikat Bu, Smokin de Giyer Şalvar da!

Dinle ilgili yazınca, ateistler kızıyor; bu coğrafyanın dinine biraz akıl gerek diyorum, “dinci” taife kızıyor; düşünme seviyemiz “doğal bilinç” diyorum herkes alınıyor. Yine de en tepkili olanlar felsefeciler, çünkü onlar, Tanrı’sız felsefe yapabiliyorlar; yeni bir ekol. Hatta felsefe fakültelerinde, “Burada dine ne gerek var?” sorusu samimiyetle soruluyor. İlâhiyat fakültelerinde ise akıl bir efsane: İslâm’ın Altın Çağı… Tamam da, Bakır Çağı’na geri döndük! Ne kadar samimi bir çaba gösterilse de günümüz [...]

Mart 2nd, 2020|Kategori: Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|Etiketler: , , , , , |0 Yorumlar

Tanrı’yı, İnsan Kılmak

Akıl, yaptığı işte tanınmadığında, zihin yerine kullanılan bir sözcüktür. Arapça olan bu sözcük, ˁiḳāl bağ anlamına; aynı Sami kökten İbranice ˁāḳal ve ˁāgal; kıvırmak, halka yapmak anlamına gelmektedir. En belirgin özelliği, bağ kurabilme yeteneği olan aklın Türkçesi, us’tur. Zekâ ise tezkiye edilmiş akıldır: Filtre edilmiş, temizlenmiş, bileylenmiş, saflaşmış, fazlalıklarından kurtulmuş. Ânda bulunan yetimiz, zekâmızdır. Zihin ise zamandadır, gürültücüdür, taklitçidir, depolar, anılarda yaşar. Krishnamurti, zihnin bir perde olduğundan, sürekli geçmişte yaşayıp [...]

Mart 2nd, 2020|Kategori: Felsefe, Bilim ve Din, Yazılar|Etiketler: , , , , , , , |0 Yorumlar

Yasama, Yürütme, Yargı ve İslâm

Bir çocuk gördüğümüzde, anne ve babasının olduğunu, anne ile babayı bizzat görmesek de biliriz. Karşı cinse ait iki beden birleşmiş ve çocuk olmuştur. Çocuğun var oluşu, hiç görmediğimiz iki cinsten insanın bedende rüşte geldiklerinin yeterli bir zeminidir; kanıtıdır. Kadın ve erkeğin var oluşu, çocuğun bedeninde bir ayrımlı birlik olarak içkindir: Anne, baba, çocuk. İster halk, isterse Hakk tarafından olsun, var edişin aslının işte bu üçleme olduğu söylenilir. Üçleme; teslis ya [...]

Mart 2nd, 2020|Kategori: Din, Yazılar|Etiketler: , , , , , |0 Yorumlar

Yapay Zekâ ve Tanrı

Joseph Sirosh, Microsoft’ta, teknolojiden sorumlu başkan iken kendisiyle yapılan bir söyleşide, Yapay zekânın (YZ) en sevdiği tanımının, “Doğal aptallığın karşıtı,” olduğunu belirtiyor. Bu tanım, bizi gülümsettiği kadar düşündürse keşke; doğal aptallık, hinlikle saklanmış derin bir uçurum sanki. Söyleşi ilerledikçe anlıyoruz ki, Sirosh’un, YZ’den beklentisi henüz karşılanmamış. Yaptıkları işin yalnızca veri derlemek olduğunu, bunun da bizde, insan benzeri yetenek algısı oluşturduğunu söylüyor. Bu nedenle, henüz hedefe uzak olduğumuzu düşünüyor. Her şeyin [...]

Mart 1st, 2020|Kategori: Din, Yazılar|Etiketler: , , , |0 Yorumlar

Din Nedir? Gerekli midir?

Ülkemiz, hiç olmadığı kadar bir iç savaşın eşiğinde, ama bilgisizlik kendi tarafını tutmakta diretiyor. Yugoslavya parçalandıktan sonra anlatılanlardan, beni en çok yaralayan olay, kuşaklar boyu komşuluk yapan, çocukluğunda birlikte beş taş, körebe oynamış olanların, nasıl olup da yandaki eve girip komşuları olan erkekleri öldürüp, komşuları olan kadınlara tecavüz edebildiği olmuştu. Etki, tepki yaratıyor, oysa sorumlu davranmalıyız. Gündelik yaşamda tanık olunan “bize benzemeyen”, “bizden olmayan” tutumu endişe verici boyutlarda. En basit [...]

Mart 1st, 2020|Kategori: Din, Yazılar|Etiketler: , , |0 Yorumlar

Kutsalın Yorumu Nasıl Yapılır?

Kutsal metinlerin yorumu, gerçeklikten alınan payın, yukarıya çıkıldıkça arttığı bir piramide benzer. Yorumcunun bilgi, irfan, ruhaniyet ve niyetinden, böylece bulunduğu mertebeden bağımsız değildir. Anaokulundan, doktora seviyesine bir ilerlemeye benzetilebilir. Kutsal bir metnin, literal yorumuyla örneğin simgesel, alegorik ya da mistik yorumu arasında büyük bir fark olacaktır. Böylesi bir kapsamlılık bizi, Mevlânâ’ların, Yunus Emre’lerin bağrında yetiştiği din ile İŞİD’in savunduğu dinin aynı olması gibi şaşırtıcı bir sonuçla baş başa bırakır: Platon’un [...]

Mart 1st, 2020|Kategori: Din, Yazılar|Etiketler: , , , , |0 Yorumlar