Yazılar

Ana Sayfa/Yazılar

Anneler ve kızları

Ramón Salazar’ın, La Enfermedad del Domingo (Sunday’s Illness) adlı filmi, son yıllarda izlediğim en etkileyici film. İlişkiler ve yaşama dair güçlü bazı mesajlar, sanırım daha az konuşularak verilemezdi. Ayrıca, oyuncuların performansının hayranlık verici olduğunu da söylemeliyim. “Kadın çok konuşur” stereotipine pâye vermemişliği gönlümde taht kurdu. Görüntü yönetmeni ile tanışmak isterdim, oldukça zarif bir ruh olmalı. Simgesel öğelerce zengin bu filmi, üç gün arayla iki kez izledim. İlk izleyişimde, simgeler, kalbime, [...]

2021-03-25T16:28:35+00:00Nisan 26th, 2020|Kadın, Yazılar|

Deneyim ve bilgiyi bir etmiş kadınlar

Annemarie Schimmel, Ankara Üniversitesi’nde Dinler Tarihi alanında eğitimi vermiş ilk kadın ve ilk gayrimüslimdir. Harvard Üniversitesi’nde kürsü sahibi olan Schimmel, bu üniversitede yirmi beş yıl çalışmıştır. Kitapları, şiirleri, aldığı ödüller saymakla bitmez. Ülkemizde çalıştığı dönemde, Tasavvuf  araştırmacısı olarak da kendini yetiştirmiş, halkla iç içe yaşamıştır. Köylerimizi gezmiş, köylü kadınlarımızla ilgili ilginç gözlemler yapmıştır. Sufi kadınlar üzerinde yaptığı çalışmalarla bilinen Camilla Helminski, Londra’da eğitim vermiş Nakşibendi önder Rus Irina Tweedie, İslâm [...]

2021-03-25T16:29:23+00:00Nisan 26th, 2020|Kadın, Yazılar|

Mitler ve Dinin Anlattığı Kadın Simgeselliği

Batılı düşünce, “Judeo-Christian” kökleriyle, dünya sanatına ve felsefesine yön vermiştir. Mitler ve dinlerin, bilincin gelişim basamaklarının anlaşılmasındaki en önemli araçlardan olduğu, Batılı aydınlarca, bizdeki gibi yadsınmamıştır. Mistik anlayışın kaynağının nefste olduğunun bilinciyle, dinlerde “kadın” ile anlatılmak istenilenin, kısa bir simgesel çözümlemesini, dört kitap üzerinden, İslâm perspektifiyle yapmaya çalışacağım. Yerim dar, yorumlardan bir yorumla ve sadece ana hatlara dokunabilirim. Günümüzde, mitler ve dinler, güncellikleri olmayan, masalımsı, muğlak,  anlatımlar olarak kabul görürler. [...]

2021-03-25T16:30:16+00:00Nisan 26th, 2020|Kadın, Yazılar|

Kadın Sahiplenir, Erkek Teslim Olur

Dişillik ve erillik eşit iki ilkedir. Birlikteliklerinden, anlayış doğar. Simgelerle anlatılırlar. Bu simgeleri çözmek, kendi kitabımızı okumak demektir. Sahiplenici dişil yanımız, bir an önce ait olduğu yere dönme çabasındaki eril yanımızı teslim alır. Erkeklerin akıllarının, sağlıksız bir sıklıkta sekste olmasının temelinde, tamamlanmak için ait oldukları yere geri dönüş çabası; kadınların, eşlerini, evlerini, çocuklarını sağlıksız, giderek erkeksi bir biçimde sahiplenmelerinin ardında ise tamamlanmak için bekleyişleri vardır. Böylece, tereddütsüz bir biçimde, kendi [...]

2021-03-25T16:31:08+00:00Nisan 26th, 2020|Kadın, Yazılar|

Hepsi aynı takımdan: yalnızlık, ölüm, dürüstlük ve dostluk

Her şeye katlanır da insan, kendine katlanamaz. Tanımadığı biriyle başbaşa kalır; kendi ile kalamaz. Yalnızlık korkusu denilmiştir bunun adına. Yalnızlık korkusu, değil hakkında tartışılması, cümlede geçmesinden bile rahatsızlık duyulan bir düşmandır. Bireylerarası ilişkilerde, değinilmeyerek gözetilen bir sözsüz hukuk içeriğidir. Yalnızlık, yaşamı etrafında örgütleyen güçlü duygulardan biridir; çünkü, ölmeye yazgılıdır insan. Yalnızlık, ölümü çağrıştırır. Sürekli kaçtığımız, yüzleşmeye hazır olmadığımız ve ne hazindir ki, olacağından emin olduğumuz tek olay. Bu nedenle, yalnız [...]

2021-03-25T16:32:34+00:00Nisan 26th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Ütü ile ev ısıtanlar

Astronomi, en eski bilimlerdendir, psikoloji ise en genç bilimlerden. Kendinden en uzakta olanı merak eden insanın, kendi ruhsallığına sıra çok sonra gelmiştir. Bir akıl, ruh ve beden varlığı olarak insan, “dışarıda” olanı bilmek, bu bilgi üzerinden yaşamını düzenlemek ister. Kimliğin yapılandırılması, refahın elde edilmesi yolunda harcanan çabaya karşın; kişinin, huzurlu, kendinden râzı bir yaşam sürdürdüğünü söylemek kolay değildir. Sıkça, derin bir boşluk, anlamsızlık düşünce ve duygusu eşlik eder yaşantıya. İnsan, [...]

2021-03-25T16:34:10+00:00Nisan 26th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Twitter, Facebook kullanımı ve linç

Uygarlığın, teknolojinin, insan aklının geldiği doruk noktayı işaret eden İnternet ortamında, medeniyetsizliğe doğru hızlı bir çözülme demek olan linçlere tesadüf etmek, bir bakıma şaşırtıcı. Yapay zekâyı anlamaya çalışırken, kendimizin yapay zekâ ile benzerliğini keşfetmeye başlamamız gibi, sosyal medyada içerik üretirken bir kimlik de inşâ ediyoruz. Yüksek sayıda takipçi hedefi, sıklıkla, niceliğin, niteliğe; kolayın, zora yeğlenilmesine neden oluyor. Paylaştıklarımız, paylaşmaya korktuklarımız, alınan etkileşimlere verdiğimiz tepkiler, bilinç seviyemize bakmak için sağlam bir [...]

2021-03-25T16:35:32+00:00Nisan 26th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Suç başkasında değil

Bu yıl, Zafer Bayramı ile Kurban Bayramı yakın düştüler yine; neredeyse kucak kucağa. A deli bayramlar! A koca kalpli budalalar! Yaşatırlar mı sizi bu memlekette koyun koyuna! Sizi yan yana, iç içe bulup sevinecek olan çok değil. Biriniz, ötekine yeğleneceksiniz çoğunlukla. Öyle ya, dilde bölündük, dinde bölündük, eylemde bölündük. Uzlaşmaz, uzlaştırılamaz ikililer listemiz uzun, haddinden fazla uzun: Bilim ile Din; Cumhuriyet ile Saltanat; Türkçe ile Osmanlıca; Kadın ile Erkek… Din [...]

2021-03-25T16:36:58+00:00Nisan 25th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Söz verme zamanı yaklaşıyor

Koyduğumuz hedeflere ne ölçüde ulaştığımızı denetleyecek mahkemeyi kuracağız yakında; sonra, heyecanla yine yeni hedefler koyacağız yeni yıla. Kişi, kendine bir söz verdiğinde, bir ideali olduğunda onu yerine getirmek, kolaylık açısından üç aşamalı oluyor: Uyulması gereken kuralları hazır bulunduran, başarının somut gereçlerle kontrol edilebildiği sistemler: kurs, okul, seminer vb. Uyulması gereken kuralları kendimizin koyduğu, başarının somut gereçlerle kontrol edilebildiği sistemler: sigarayı bırakmak, kitap okumak, daha az televizyon izlemek, namaz kılmak, oruç [...]

2021-03-25T16:38:36+00:00Nisan 25th, 2020|Yaşam, Yazılar|

Sorun, sandığımızdan daha derin

Çok sayıda yavru kedi besledim. Kimi benimle yirmi yıla yakın yaşadı, kiminin annesi kedimdi, kimini kurtarabildim, kurtaramadıklarım da oldu. Annesiz, kardeşsiz büyüyen yavru kedilerde, ortak bir özellik olduğunu gözlemlediğim bir ölçüsüzlük var: Oyun oynarken, ısırma ve tırnak geçirme ölçüleri kaçık. Durmaksızın kardeşleriyle oynayan bir yavru kedi, kardeşlerinden aldığı geri dönüşlerle, oyun sınırını, savunma ve saldırı sınırından ayırmayı içselleştiriyor. Annesi ile oynarken de öyle, ölçüyü kaçırdığında yanıt gecikmiyor. İlk olarak televizyon [...]

2022-12-05T02:50:50+00:00Nisan 25th, 2020|Yaşam, Yazılar|